Hayat'a Dair Bir Not

By Anastasiya Shantanova - 13:37

Hayat ne şaşırtıcı şey değil mi?

  Yoksa biz mi şaşırmaya çok meyilliyiz? Şaşırmak mı istiyoruz? Madur ayağına yatmak bizi hayatta mı tutuyor yoksa? Güçsüz kaldığımız anda gelecek bir sonraki darbeye karşı saldırmaktansa  büzüşüp kalıyor muyuz? Nasıl doğduysak, öyle de yaşıyoruz galiba.
 Anne karnında ceninken, dışarıya büyük bir cesaretle atılıyoruz. Evet cehalet ve cesaret... Fazlasıyla birbiriyleriyle ilgili iki kavramdan bahsediyorum. Anne karnında koruma altında hissediyorduk, zorla bizi o güvenli bölgeden çıkardılar. Yeni katıldığımız bu alan ile alakalı hiçbir şey bilmiyoruz. Bu bize cahil cesareti veriyor, yıllar geçiyor inciniyoruz ve her seferinde biraz daha kırılıyoruz bu hayata karşı ama bizi ayakta tutan duygusal bağlarımıza daha sıkı sarılmayı unutmuyoruz. Ne kadar zorlu bir düzende yaşamaya mahkum edildiğimiz gerçeğini ne değiştirebilir ki?
  Duvarlarımızı örmeye başlıyoruz. Tek tek özenle yerleştiriyoruz o tuğlaları. Her yaşadığımız kötü deneyim yükseltiyor duvarlarımızı. Tecrübe edinmek de bu olsa gerek. Her şeyin bir sonucu vardır. Tıpkı anne karnındaki gibi korumaya alıyoruz kendimizi. Böylece daha güvende olacağımızı düşünüyoruz.Ne yazık ki bu duvarları örerken kurduğumuz duygusal bağların bir noktadan sonra kopabileceği ihtimalini aklımıza bile getirmiyoruz. Keşke herkes Rapunzel'i kurtaran Prens gibi cesur olsa. Fakat bu hikayede bile unutmamamız gereken bir nokta var. Prens ne kadar o duvarları görmezden gelmek istese de, o yaralı ve duvarlar arasında oturan Rapunzel'e elini uzatmak istese de oraya ulaşmasının tek yolu Rapunzel'in Prens'e yardım etmek istemesi ve bunu yapmasıdır.
  Duvarlarımızı örmek bizim yapımızda var. Buna kimse engel olamaz. Fakat melankolik takılmadan önce aklımzda tutmamız gereken bir şey daha var. O duvarlar yaşadığımız acı ve zor hayatın bize bir getirisidir. Bu getiriyi nasıl kullanacağımız tamamen bize kalmış. O duvarlardan kimin geçip kimin geçemeyeceğine karar verecek olan bizleriz. O duvarlardan geçip geçemeyeceğimize de biz karar veririz. Bunun için korkumuzla yaşamayı öğrenmeli ve onu lehimize kullanmayı öğrenebilmeliyiz. Korkularımız olmasa cesaretimizi nasıl keşfederdik ki ?



Hayat diyordum, ne şaşırtıcı şey.

Acı ve zor ama bu yüzden güzel.


İşin en güzel tarafı nedir biliyor musunuz? Korkularınız ne kadar fazla olursa o kadar cesur olma fırsatınız var demektir.

Kapanışı ise Anais Nin'in bir sözüyle yapmak istiyorum.

'' Hayat, insanın cesaretine göre büyür veya küçülür.''

  • Share:

You Might Also Like

0 yorum


İletişime Geç !

Ad

E-posta *

Mesaj *